Matematik öğrenmek kolay olmayacak ama unutamayacaksın.

ŞİİRLERİMİZ

Kendi iç dünyamızın yansımaları

Gülen gözlerin değil sahtelik var sesinde
Anlamak çok zor söylediklerini
İnsana lazım olacak son nefesinde
Söylemek zor olacak bildiklerini

Ezan sesi uzaklardan geliyor
Bir tatlı esinti var hülyalarımda
Ruhumun çelik zırhını deliyor
Bilinmezden kaçış hep dualarımda

Ne zaman baksam bir kara boşluk
Gözlerim mi görmüyor ışık mı yok
Konuşuyorum sesim duyulmuyor
Kelimeler mi cılız aşk mı yok

Konuşmak sadece dille mi olur
Derdini gözleriyle anlatamaz mı
Ağacı yıkmak sadece selle mi olur
Bir esinti bunu başaramaz mı

Bir mizan kurulur elde kelepçe
Dillerin tutulur söyleyemezsin
Herkeste hissiyat kepçe kepçe
Sende bir lokma yok söyleyemezsin

Bilmezmisin sonu başlangıçtadır
Adım adım yürürsün düne
Bilmezmisin bekleyenin gözlemektedir
Varacaksın sonunda bitmeyen güne

Bir el var tutamadığım
Yaşamış bundan asırlar önce
Kokusunu kalbimle tadamadığım
Bir yiğit yaşamış asırlar önce

Kulaklarda ağırlık sesler işitilmiyor
Gözler perdelenmiş ortam sis tutmuş
Bağırsan kar etmez duyamam seni
Sezgime hırçın bir fırtına vurmuş

Ne olur bir kelam daha söyle
Dillerin bülbülse suç sende mi?
Gönlümdeki en güzel yere böyle
Yerleştiysen güzelce suç bende mi?

Bazen etrafımda bir geniş alan
Sanırsın dünyayı bana vermişler
Benden burada yok başka kalan
Dünyanın hükmünü bana kesmişler

Geçen karşılaştım bankta oturmuş
Dilinde bir türkü çok içten söylüyor
Yanına titreyen bir serçe konmuş
Ben onu gördüm bilmem o ne görüyor

Bana diyorlar sen çok sakinsin
Hiç bağırmaz kızmaz bu ne durgunluk
Sanki tükenmişsin yorgun bitkinsin
Yüzünde yerleşmiş pişmiş solgunluk

Nefessiz kaldığım anlarım vardır
Sözler düğüm düğüm olur boğazımda
İyi ki hesap gününün gölgesi vardır
Hayatımın anlamsız uç sınırında

Bir okyanus ortasında kalmış gibiyim
Altımda bir sal küreksiz hem de
Hedefime adım adım varmış gibiyim
Dokunup tutarım zamanı şiirimde

Bugün pencereme kar tanesi vurdu
Kendini gösterdi eridi gitti
Dünyayı altın tepsiyle sundu
Bir nefes almadan boğuldu gitti

Sevdiğimin gazel almış gönlü
Ben istedim, bağ olmuş
Tat kalmamış kararmıştı gönlü
Ben istedim, bal olmuş

Azık dolu heybesi çıkmış dağlar başına
Dilinde bir türkü oturmuş ağaç altına
Hangi dert ki zehir olacakmış aşına
Şu kısa ömrünün sürüp giden saltanatına

Mancınıkla bıraktılar bedenimi ateşe
Düştüğümü sandıklarında yükseliyordum
Sanma ki tene işler zulüm pare pare
Bağladıysan ruhunu en ala aleme

1 yorum:

Engin urtanur 7a dedi ki...

Hocam şiirler çok guzel